Zarrab gerçeği
REZA ZARRAB GERÇEĞİ
Türkiye’nin yedi düvelle savaştığını ifade eden çok arkadaşımız var. Ülkemiz Emperyalizm ve kapitalizm’in saldırılarını bugün yaşamıyor ki, Osmanlı döneminden beri bunlarla mücadele ediyoruz. Burada akıllı dış politika yürütmek zorundayız. Agresif bir dış politika ülkemize zarar verir. Sonuç olarak bu ülkelerle ticaret yapmak mecburiyetimiz var. Her zaman yazılarımda üzerine basarak ifade etmişim; “ABD’nin ebedi düşmanı, ebedi dostu yoktur. Ebedi çıkarı vardır.” Dolayısıyla ülkemizde dış politikada izleyeceği siyasette ülkenin çıkarını ön planda tutmak zorundadır.
Gelelim Reza Zarrab olayına…
Gelelim Reza Zarrab olayına…
ABD, bize diyor ki; siz İran’la petrol ve doğal gaz ticaretinizi yapın fakat parasını İran’a vermeyiniz. Kendi ülkenizdeki bir bankaya yatırınız. Sizin iş adamınız, İran’a gıda, ilaç ve giyecek satsın, ticaret yapsınlar. Bu ticaretten doğan alacaklarını bu paradan ödeyiniz.
Peki, biz ne yaptık…
Reza Zarrab sahte evraklar düzenleyerek oradaki paranın sanki ticarette tekrardan dönüşümü sağlanmış gibi gösteriyorlar. Bunu yaparken yardım alıyorlar. Yardım aldıkları insanlara rüşvet veriyorlar. Aslında hiçbir ihracat yok. Ama yapılmış gibi gösteriyorlar sahte evraklarla.
Neden böyle bir şeye ihtiyaç duyuyorlar?
Bu şekilde bankadaki o para artık yok olmuş oluyor. Aslında duruyor bankada hesapta. Ama ne yapılıyor? Ticaret yapılıyor diye; Rıza zerrab’ın kuryeleri tarafından, telefon trafiği ile organize bir şekilde o paralar ticaret yapılıyor. Bu ticaretten sahte evraklar düzenleniyor, bir taraftan da paralar çekiliyor, kuryeler bunla gidiyor. Büyük valizlere dolduruyorlar.
Bunu İran’a rağmen mi yapıyorlar?
Hayır!
İran’ın o dönem ki, biliyorsunuz orada da yargılanan insanlar oldu. Ahmet Nejat döneminde İran’da da bu işin içerisinde bulaşmış siyasiler var. Bu siyasiler kendi kafalarına göre devletlerin kasasına girmesi gereken parayı, vergileri, ticarete dönüşmesi gereken parayı, binde birlik, binde ikilik, binde üçlük komisyonlarla yani milyar dolarlar, çok büyük paralar bu komisyonları kendi ceplerine atıyorlar. Sadece siyasilerin değil, burada bazı bankalarda var.
O parayı Reza’nın kuryeleri paraları valizlere alıyorlar. Daha sonra piyasada altının vergisi olmadığından o paralarla kapalı çarşıda altın topluyorlar. Altına çeviriyorlar. Parayı bu şekilde götürüyorlar.
İkinci bir yolda…
Bu paraları Euro’ya çeviriyorlar. Euro’ya çevirdikten sonra kapalı çarşıda, paravan şirketler açıyorlar. Bu şirketle sanki ticaret yapmış gibi, banka hesaplarına Euro olarak geçiyorlar. Bu şirketler biraz önce saydığımReza Zarrab'ın itiraf ettiği bankalara yatırılıyor. Bankalarda komisyon alıyor bu paradan. Günlük bu paravan şirketlerin banka hesaplarına 50 milyon Euro, 60 milyon Euro ile yüz milyon Euro, arasında para yatırılıyor ve çekiliyor. Şirketler Reza Zarrab’ın kuryeleri üzerine kurulmuş. Bu paralar çekiliyor. Rusya üzerinden sınırdan veya Iran, Irak üzerinden sınırdan ellerle taşınarak, on, on beş valiz para İran’a sokuluyor.
O esnada 2010 yılında Rus Federal Gümrük Bürosu on tane Reza’nın kuryesini valiz dolusu paralarla yakalıyor ve Türkiye’yle anlaşma gereği bu tarz üsülsüzlülklerde birbirine bildiriyorlar. Rus Federal Gümrük Bürosu’da bizim Mali polisimize bildiriyor. Mali polis bu kuryeleri takip ediyor. Diyor ki, Rus Federal gümrük bürosu yetkilileri, “ sizin taraftan valizlerle bu tarafa bu şekilde ne olduğu belli olmayan çok yüklü miktarda paralarla geliyor. Biz bunları yakaladık” diye bir rapor geçiyor. Mali poliste bunları alıyor, kimmiş diye inceliyor. Daha sonra bu kişilerin Reza Zarrab ile bağlantılı olduğunu ortaya çıkıyor. Bu doğal gazın parasını bu şekilde götürüyorlar.
İran’da durum nasıl?
Biliyorsunuz İran’da, ABD’nin petrol ambargosunu delmekle uğraşan kişi Babek Zencani… Reza Zarrab, Babek Zencani’nin adamı ve Türkiye ayağını organize ediyor.
17-25 Aralık 2013’te İran-Türkiye petrol-altın ticareti, aklama-paklama olayı meydana çıkıyor ve olay patlıyor. Türkiye’de ise 17-25 Operasyonunu FETÖ’cü polisler ve hâkimler yürütüyor. İran’da öyle Fetö-mötö yok. Oradaki yargılama Babek Zencani’ni İran Petrol Bakanlığı’na ait 2,5 milyar doları çalmakla suçlanıyor. İdam cezasına çarptırılıyor. Rıza Zarrab İran’da olsa, aynı şekilde idam cezası alacak olan Rıza Sarraf Türkiye’de olduğu için yırtıyor…
Babek Zencani İran’daki mahkemede Türkiye hakkında ayrıntılı açıklamalar yapıyor, rüşvet çarkını, Rıza Sarraf’ı da kapsayan şekilde, dönen çarkı ve dağıtılan rüşvetleri bir bir anlatıyor. Birde Petrolun parası var onu da başka bir grup götürüyor. Onunda başında Mir Vekili adlı bir şahıs var. Reza Zarrab itiraflarına devam ettikçe o olayı da yazacağım
Yorumlar
Yorum Gönder