AKLETMEZ MİSİN?



AKLETMEZ MİSİN?


Yediğimiz, içtiğimiz, barındığımız ev ve benzinimiz hep ara maddesi hem de ham maddesi dolarla alınıyor. Sonuç olarak üretmeyen Türkiye’den ithal eden Türkiye’ye döndük.  Benim dolarım yok beni ilgilendirmez diyemiyorum. Çünkü bana enflasyon olarak geri dönüyor. Alım gücüm eriyor. Göbeğimizden bizi dolara bağladılar. ”Bunu bilerek mi yaptılar? “ buna net cevap veremem ama biliyorum ki, üretmediğiniz sürece, ekonominizin iyi olması mümkün değildir. Bunun için ekonomist olmanıza bile gerek yok. AKP hükümetleri tarafından ülkemizde yapılan hizmetler bize ekonomik olarak dönüşleri olmadı. Çünkü bu hizmetler yap-işlet-devret modeli ile yapılmıştır. Bu sistem aslıda yanlış bir sistem değildir. Bu sistemin yanlış tarafı, garantili ihaleye vermek. Bu durumda 22 yıllığına işletme hakkını verdiğimiz 3.Boğaz köprüsü; bize ekonomik olarak dönüşü olmadığı gibi,22 yıllığına yaklaşık 12 köprü parası, bu çokuluslu şirkete hazineden ödeme yapıyoruz. Bunun için 3 ayda bir hazine borçlanma ihalesi yapıyor.


AKP hükümetleri adil vergi sistemini getirememiştir. 12 yılda 895.8 milyar lira ÖTV tahsil edildi.  Bu kaç tane köprü yapar biliyor musunuz?  Hükümet büyümeden bahsediyor.  Bir büyüme söz konusu ise; büyümeyi dar gelirli değil, zenginler hissetti. Hükümetin, adil bir vergi sistemi getirmesinin mümkün olduğunu düşünmüyorum. Çünkü çıkan yasaları incelediğimizde, halka faydalı olacak değil, çokuluslu şirketlerin menfaatlerine uygun olduğunu göreceksiniz. Dolayısıyla bu küresel şirketler istemez kendilerine yönelik vergi kanununun çıkmasını. Adil bir vergi sistemi getirebilseydi 16 yılda getirirdi. Çıkan diğer kanunlarda böyledir. AB uyum yasaları da küresel şirketleri koruyor. Eğer bu küresel şirketler yaptıkları haksızlıklar karşısında adil olarak yargılanacaklarını bilseler belki ülkemize bile gelmeyeceklerdir. Türkiye Çokuluslu şirketlerin kıskacına girmiştir. Bu 16 yılda bütün kılcan kan damarlarımıza girilmesi sağlanmıştır. ABD’nin isteğiyle Fetö-AKP ortaklığı ile Ilımlı İslam projesi ve dinlerarası diyalog projeleri yürütülmüş, başörtü serbestliği karşılığında dinde reform ve benzeri çok şey verilmiştir. Bugün parklarda tesettürlü kızlarımız öpüşüyorlarsa bu projenin sonucudur.

Çıkan yasaları ben çok önemsiyorum. Ülkeler yasalarla idare edilir. Beni en çok rahatsız eden ikiz yasalardır. İkiz yasalar, T.B.M.M.’nin 04/06/2003 tarihli oturumda kabul edildi. Dönemin Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer tarafından da onaylandı. Ecevit-Mesut Yılmaz-Devlet Bahçeli tarafından imzalanan, fakat sumen altı yapılıp yasa haline getirilmeyen 4867 ve 4868 sayılı yasalar, ABD, Irak’a girerken, Erdoğan sumen altından çıkartılıp yasa haline getirildi.

Bu “yasa” binlerce mermiden daha tehlikelidir. Silahla yapılamayanın “hukuk” ve “siyaset” nezdinde yapılması demektir. Bölücü terör örgütünün ısrarla siyasallaştırılmak istenmesinin sebebi budur.
Sözün özü; Türkiye, bölünmeyi yasa haline getirdi.

Maddeleri okuyacak olursak ne denli tehlikeli ve ihanet kokan bir yasa olduğunu anlamış oluruz. Maddeler şöyle:

1. Bütün halklar kendi kaderlerini tayin hakkına sahiptir. Bu hak vasıtasıyla halklar kendi siyasal statülerini serbestçe tayin edebilir ve ekonomik, sosyal ve siyasal gelişmelerini serbestçe sürdürebilirler.

2. Bütün halklar, doğal kaynakları ve zenginlikleri üzerinde kendi yararına serbestçe tasarrufta bulunabilir. Bir halk sahip olduğu maddi kaynaklardan hiçbir koşulda yoksun bırakılamaz.

3. Bu sözleşmeye taraf bütün devletler, kendi kaderini tayin hakkının gerçekleştirilmesi için çaba gösterir ve Birleşmiş Milletler şartının hükümlerine uygun olarak bu hakka saygı gösterir. Denmektedir.

Üstelik bu sözleşmeleri onaylayan TBMM’nin daha sonra bu sözleşmelerin içeriğini değiştirme olanağı da yoktur.

Ayrıca, Anayasanın 15. maddesinde; savaş, seferberlik, sıkıyönetim gibi olağanüstü hallerde dahi bu sözleşmelerde yer alan “hakların” kısıtlanamayacağı öngörülmüştür.

Bu sözleşmelerde yer alan ortak hükümle, BM bünyesinde oluşturulacak komisyon ve komiteler, Türkiye’de denetim yapma ve iç işlerimize doğrudan müdahale etme olanağına kavuşuyorlar.

Bu yasa konuyu anlayan ve idrak eden herkesi rahatsız etmesi gerekiyor. Ama nedense etrafımda bu hassasiyeti göremedim. “Akletmez misin?” yazı başlığı altında, 16 yılda çıkan yasaları anlamaya ve anlatmaya çalışacağım.












Yorumlar

Sosyal Medya